Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

17. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı

Resim
  13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı © UNESCO M.Ö. 3. yüzyılda Helenistik Attalid hanedanının başkenti olarak kurulan ve daha sonra Roma İmparatorluğu'nun Asya eyaletinin başkenti olan, günümüzde ise İzmir'de yer alan Bergama Antik Kenti, antik dünyada önemli bir kültür, sanat, bilim ve siyaset merkeziydi. Bu görkemli kentin kalıntıları arasında stoa, gymnasium, tiyatrolar, Trajan Tapınağı, Kızıl Avlu, Kybele Tapınağı ve en önemlisi Bergama Zeus Sunağı yer almaktadır. O dönemde şehir planlamasında da devrim yaratan Bergama'nın bu dik şehir düzeni Helenistik dünyada büyük etki yaratmıştır. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilen bu muazzam kent, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim yeri olmaya devam etmiş ve Asya'nın Yedi Kilisesi'nden birine ev sahipliği yapmıştır.

16. Çatalhöyük Neolitik Alanı

Resim
  11. Çatalhöyük Neolitik Alanı  © UNESCO Konya ilinde bulunan Çatalhöyük ören yeri, M.Ö. 7.400'lere uzanan geçmişiyle dünyanın en eski neolitik alanlarından biridir. Büyüklüğü ve iyi korunmuş durumuyla benzersiz olan Çatalhöyük, günümüze ulaşan duvar resimleri, insan eliyle yapılmış heykelcikler ve sokağı olmayan, arka arkaya sıralanmış yerleşim alanlarından oluşan kendine özgü kentsel düzeniyle bu yılları eşsiz bir şekilde aydınlattığından, erken Neolitik yerleşimleri anlamak açısından en önemli yerlerden biri konumundadır. Çatalhöyük'ün 18 katmana varan stratigrafisi, kentsel bir alan olarak incelenmesi ve tarımsal yaşama ilk geçiş yapanlar olarak Çatalhöyük halkının kültürünün araştırılması, bu alanı erken insanlık tarihinin anlaşılmasında kilit noktalardan biri haline getirmektedir. Çatalhöyük'ün kentsel yerleşim planı ve kazılarda ortaya çıkarılan in situ malzemeler, bu erken dönem yerleşimlerine ve topluluklarına ışık tutmaya devam etmektedir. Çatalhöyük Neolitik Ala...

15. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi

Resim
  15. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi © UNESCO II. Selim tarafından Edirne'de yaptırılan ve 16. yüzyılın ünlü Osmanlı mimarlarından Mimar Sinan'ın ‘ustalık eserim’ olarak nitelendirdiği Selimiye Camii ve Külliyesi, Osmanlı külliye mimarisinin önemli bir örneğidir. Görsel açıdan çarpıcı olan bu muazzam külliye, caminin yanı sıra Osmanlı bezemelerinin İznik çinileri de dâhil olmak üzere en güzel örneklerini sunan avlusu, çarşısı, el yazması kütüphanesi ve eğitim kurumlarına da ev sahipliği yapmaktadır. İznik çinilerinin üretiminin en yoğun olduğu dönemden kalma iç dekorasyon, bu malzemede halen rakipsiz olan bir sanat formuna tanıklık etmektedir. Teknik planlaması ve inşası açısından tam bir şaheser olan Selimiye Camii ve Külliyesi, Sinan'ın yaratıcı dehasının en büyük kanıtı ve kuşkusuz Osmanlı'nın altın çağının en büyük yansımalarından biridir. Yüzyıllardır ziyaretçilerini büyüleyen ve son derece iyi muhafaza edilmiş olan Selimiye, 2011 yılından bu yana UNESCO Dünya ...

14. Truva Arkeolojik Alanı

Resim
  14. Truva Arkeolojik Alanı © UNESCO Çanakkale'de bulunan ve belki de dünyanın en ünlü arkeolojik alanı olan Truva, MÖ 12. yüzyıldaki kuşatmasının Homeros'un İlyada'sında Truva Savaşı olarak ölümsüzleştirilmesi dolayısıyla insanlık tarihinin en önemli alanlarından biri olmuştur. Truva ören yerinin mirası Homeros'un kimliğiyle bu denli iç içe geçmiş olduğundan, 19. yüzyıldan bu yana arkeologların ilgisini çekmektedir. Bu nedenle, sadece bölgede yaşayan halklarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda arkeolojinin bir disiplin olarak gelişimine de tanıklık eden ve binlerce yıldır Avrupa ile Asya arasında kültürel bir köprü olan Truva'da yüzyılı aşkın bir süredir kapsamlı kazılar yapılmaktadır. Truva, Helenistik, Greko-Romen ve Osmanlı yerleşimleri de dâhil olmak üzere 4.000 yıl boyunca burada yaşamış çeşitli uygarlıkları bir araya getiren üstü evrensel değeri ve mimarisi, görsel sanatlar ve edebiyat gibi alanlardaki paha biçilemez kültürel etkisi nedeniyle 1998 yılında UNESCO...

13. Xanthos – Letoon

Resim
  13. Xanthos – Letoon © UNESCO Antalya ve Muğla illeri sınırında yer alan Xanthos-Letoon antik yerleşimleri, Likya'nın Demir Çağı uygarlığının araştırılması için büyük önem taşıyan alanlardır. Anadolu, Yunan, Roma ve Bizans kültürlerini bir arada sunan Xanthos-Letoon yerleşimleri, Hint-Avrupa dilleri üzerine yapılan çalışmalarda kullanılan Likya dilindeki son derece önemli yazıtları da muhafaza etmektedir. Likya'nın başkenti Xanthos, Halikarnas Mozolesi'ne ilham verdiği düşünülen Nereid Anıtı gibi mimaride benzersiz bir Helenistik etki sergiler. Öte yandan Letoon, birçok dini ve siyasi mimarinin yanı sıra Likçe, Yunanca ve Aramice dillerinde yazılmış son derece değerli üç dilli bir yazıt ile kült merkezi ve devlet mabedi olarak hizmet vermiştir. Xanthos ve Letoon, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir.

12. Aphrodisias

Resim
  12. Aphrodisias © UNESCO Günümüz Aydın ili sınırları içerisinde yer alan Aphrodisias Antik Kenti, tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanan ve tanrıça Afrodit'e adanmış bir antik kenttir. Kent özellikle heykel atölyeleri ve halen antik kompleks içinde bulunan taş ocağından elde edilen ve İmparatorluk Dönemi Roma heykeltıraşlığında sıklıkla kullanılan yüksek kaliteli beyaz mermeriyle ünlüydü. Önemli bir sanatsal ve heykeltıraşlık üretim merkezi ve Anadolu Afrodit Kültü için belirgin bir ibadet alanı olan alandaki insan yerleşimi, Afrodit Tapınağı'nın MS 500 dolaylarında Meryem Ana'ya adanmış bir kiliseye dönüştürülmesiyle Hristiyanlık dönemine kadar devam etmiştir. Bölge, günümüze ulaşan binlerce yazıt, Julius-Claudius hanedanı için bir tapınak kompleksi, imparatorluk belgelerinden oluşan "Arşiv Duvarı" ve dünyanın en iyi korunmuş antik amfi tiyatro stadyumu gibi olağanüstü ve eşsiz mermer mimari ve heykel örnekleriyle somut kültürel miras açısından zenginliğini korumaya...

11. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı

Resim
  11. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı © UNESCO Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, Türkiye'nin güneydoğusunda, Yukarı Dicle Havzası yakınlarında yer alan bir yerleşke bütünüdür. Kale ve Hevsel Bahçeleri, günümüze ulaşan yazıtlar, surlardaki etkileyici taş işçiliği, kuleler, kapılar ve tarihî hasar ve onarım izlerinin yanı sıra şehir ile Dicle Nehri'ni birbirine bağlayan Hevsel Bahçeleri ile Roma döneminden günümüze kadar çeşitli uygarlıkların somut kültürünü gözler önüne sermektedir. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilen bu alan, Helenistik, Roma, Sasani, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir sosyal, kültürel ve ekonomik bölge olarak hizmet vermiş ve birçok medeniyetin evrensel buluşma noktası olmuştur.  

10. Göbeklitepe

Resim
  10. Göbeklitepe © UNESCO Şanlıurfa yakınlarında bulunan Göbekli Tepe neolitik arkeolojik alanı, tarihi MÖ 9.600 - 8.200 yıllarına dayanan ünlü T biçimli sütunlarıyla dünyanın bilinen en eski insan yerleşimlerinden biridir. Göbekli Tepe, yakın tarihin en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olmaya devam etmektedir zira yapıların üzerinde yer alan ve ritüel amaçlı olduğunu düşündüren son derece ilginç hayvan ve belli belirsiz insan figürlerinden oluşan kabartma sanatı, bir "din" veya maneviyat duygusunun varlığını ve daha önce sanılandan çok daha eski bir toplumsal mimariyi ortaya koymaktadır. Alanın yakınlarında konut yapılarının keşfedilmesi de insan yerleşimini göstermekte ve Göbekli Tepe'yi insan yapımı mimarinin ilk örneklerinden biri haline getirmektedir. İnsanlık tarihinin en büyük geçiş dönemlerinden birinin somut kanıtı olan bu alan, yerleşik hayata ilk geçenlerin kültürünü belgeleyen türünün tek örneği bir sit alanıdır. Göbekli Tepe 2018 yılından bu yana UNESCO ...

9. Safranbolu

Resim
  9. Safranbolu © UNESCO Günümüzde Karabük'te bulunan Osmanlı kenti Safranbolu, 13. yüzyıldan itibaren kervan ticaretinde önemli bir rol oynamış, bu da bir zamanlar Avrupa ile Doğu'yu birbirine bağlayan kervan yolları varlığını yitirmiş olsa da, ticaret merkezlerinin yakınındaki yerleşimlerin kentsel gelişimine yol açmıştır. Şehrin karakteristik kamusal ve konut mimarisi, en kayda değer yönlerinden biridir ve şehrin üç tarihî bölgesi, buralarda yaşayan nüfusun sosyo-kültürel kimliğine göre farklı mimari tarzlara sahiptir. 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilen Safranbolu Şehri, kültürel kimlik, ekonomik durum ve kentsel gelişim arasındaki ilişkinin etkileyici bir örneğidir.

8. Hierapolis – Pamukkale

Resim
8. Hierapolis – Pamukkale © UNESCO Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirası Listesindeki ikinci karma miras alanı olan Hieropolis-Pamukkale, Denizli ilinde bulunmaktadır. Alan, hem antik kaplıca kenti Hieropolis'e hem de akan termal suyun içindeki minerallerin meydana getirdiği büyüleyici doğal manzaraya ev sahipliği yapmaktadır. MÖ 2. yüzyıldan MS 2. yüzyıla kadar iyi korunmuş Greko-Romen hamamları, tapınak kalıntıları, kemerler, tiyatro, çeşme ve Hieropolis nekropolünün yanı sıra 5. yüzyıldan kalma Aziz Philip şehitliği ve Bizans İmparatorluğu döneminde bölgenin dini bir merkez haline geldiği dönemden kalma kiliseleri görmek hâlâ mümkündür. Bu kültürel mirasla doğal peyzajın birleşimi, Hieropolis-Pamukkale'nin 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesini sağlamıştır.   

7. Truva Arkeolojik Alanı

Resim
  7. Truva Arkeolojik Alanı © UNESCO Çanakkale'de bulunan ve belki de dünyanın en ünlü arkeolojik alanı olan Truva, MÖ 12. yüzyıldaki kuşatmasının Homeros'un İlyada'sında Truva Savaşı olarak ölümsüzleştirilmesi dolayısıyla insanlık tarihinin en önemli alanlarından biri olmuştur. Truva ören yerinin mirası Homeros'un kimliğiyle bu denli iç içe geçmiş olduğundan, 19. yüzyıldan bu yana arkeologların ilgisini çekmektedir. Bu nedenle, sadece bölgede yaşayan halklarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda arkeolojinin bir disiplin olarak gelişimine de tanıklık eden ve binlerce yıldır Avrupa ile Asya arasında kültürel bir köprü olan Truva'da yüzyılı aşkın bir süredir kapsamlı kazılar yapılmaktadır. Truva, Helenistik, Greko-Romen ve Osmanlı yerleşimleri de dâhil olmak üzere 4.000 yıl boyunca burada yaşamış çeşitli uygarlıkları bir araya getiren üstü evrensel değeri ve mimarisi, görsel sanatlar ve edebiyat gibi alanlardaki paha biçilemez kültürel etkisi nedeniyle 1998 yılında UNESCO ...

6. Efes

Resim
  6. Efes © UNESCO İzmir sınırları içinde yer alan Roma liman kenti Efes, dünyanın orjinal yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın kalıntılarına ev sahipliği yapan eşsiz bir Helenistik-Roma kentidir. Alandaki korunmuş yapılar arasında Celsus Kütüphanesi, Hadrian Tapınağı ve duvar freskleri ve mozaiklerle süslü teras evleri gibi İmparatorluk Roma mimarisinin çarpıcı örnekleri yer almaktadır. Antik dünyada önemli bir entelektüel ve dini merkez olan Efes, Anadolu Artemis'i için tapınak olarak kullanılmaktaydı ve Kibele gibi Anadolu tanrılarına yönelik tapınma izleri de hâlâ görülebilmektedir. Klasik mirasının yanı sıra, yakınlarındaki Meryem Ana Evi, Aziz Pavlus'un kentte vaaz verdiği ve yaşadığı inancı ve 5. yüzyılda erken Hristiyan Kilisesi tarafından düzenlenen iki yüzyıllık konsiller nedeniyle Hristiyanlık için de önemli bir ziyaret noktasıdır. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilen Efes, Türkiye'nin en büyük turistik noktalarından biridir.

5. Nemrut Dağı

Resim
  5. Nemrut Dağı  © UNESCO Adıyaman ilindeki Nemrut Dağı, geç Helenistik dönemin en görkemli anıtlarından biridir. Tanrılar, hayvanlar, Antiokhos'un Pers ve Makedon ataları gibi figürlerin devasa kireçtaşı heykelleri ve kültürel açıdan önemli stel sahneleri, yapıyı Kommagene Krallığı'nın zengin ve ikili kültürünün görsel bir kanıtı haline getirmektedir. Devasa heykellerin ve ortostatların (steller) inşasında, bu dönem için başka hiçbir yerde eşine rastlanmayan son derece gelişmiş bir teknoloji kullanılmıştır. I. Antiokhos'un Nemrut mozolesi 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir.

4. Hattuşa: Hitit Başkenti

Resim
  4. Hattuşa: Hitit Başkenti © UNESCO Çorum ilinde bulunan Hattuşa arkeolojik alanı, Tunç Çağı'nda Anadolu'da hüküm süren Hitit İmparatorluğu'nun başkentiydi. İmparatorluk başkentinin iyi korunmuş kalıntıları arasında şehir surları, surlar, ünlü Aslanlı Kapı da dâhil olmak üzere geçitler, tapınaklar, saraylar ve Yazılıkaya kaya tapınağındaki Hitit kabartma sanatının ve yazıtlarının dikkat çekici örnekleri yer almaktadır. Bu arkeolojik alan Hitit tarihi, dini, dili ve sanatı açısından paha biçilmez bir kaynaktır. Hattuşa, kentsel organizasyonu, korunmuş yapı çeşitleri ve zengin süslemeleri ve kaya sanatı bütünü ile dikkat çeken bir arkeolojik alandır. Hattuşa 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir.

3. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası

Resim
  3. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası © UNESCO Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan 13. yüzyıl başlarına ait cami ve hastane külliyesi, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir. Külliye, erken dönem Anadolu İslam mimarisinin etkileyici bir örneğini sunmaktadır. Özellikle iç mekandaki özenli taş kemer yapıları ve caminin taç kapılarındaki ustalıklı taş oymaları, her bir taç kapının motifleri ve taş oymacılığı açısından benzersiz olması, caminin başyapıt olma niteliğini pekiştirmekte ve birden fazla zanaatkarın elinden çıktığına işaret etmektedir. Taç kapıların yanı sıra, sütunların tüm kaideleri, şaftları ve başlıkları ile kubbe ve kemerlerin iç yüzeyi farklı ve kendilerine özgü bir tarzda işlenmiştir. Dini külliyeye hastanenin de dâhil edilmesi, bölgedeki mekân inşa etme kültürünü ortaya koyarken avlu ya da sütunların bulunmaması gibi alışılmadık özellikleri de camiyi Selçuklu mimarisinin sıra dışı bir örneği haline getirmektedir.   

2. İstanbul'un Tarihî Alanları

Resim
  2. İstanbul'un Tarihî Alanları  © UNESCO Balkanlar ile Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz arasındaki tarihî yarımadada bulunan stratejik konumuyla İstanbul, bin yılı aşkın bir süredir önemli siyasi, dini ve sanatsal olaylarla ilişkilendirilmiş ve bu durum, şehrin üstün evrensel değerini pekiştirmiştir. Miras alanı, Sultanahmet Arkeolojik Parkı (Konstantin Hipodromu, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya ve Topkapı Sarayı dâhil), Süleymaniye Koruma Alanı, Zeyrek Koruma Alanı ve Kara Surları Koruma Alanı olmak üzere dört ana unsurdan oluşmaktadır. İstanbul'un üstün evrensel değeri, Avrupa ve Asya'nın yüzyıllar içerisindeki birlikteliğini yansıtan mimari şaheserlerin kendine özgü bütünlüğünde; Bizans ve Osmanlı mimarlarının yaratıcı dehâsıyla şekillenen eşsiz şehir siluetinde yatmaktadır. İstanbul'un Tarihî Alanları 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir.  

1. Göreme Milli Parkı ve Kapadokya

Resim
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya © UNESCO Türkiye'de yer alan iki karma miras alanından biri olan Nevşehir'deki Göreme Millî Parkı, "peri bacaları" olarak adlandırılan oluşumlarla kaplı volkanik manzarasıyla ünlüdür. Doğal güzelliğinin yanı sıra Tokalı Kilise, El Nazar Kilisesi, Azize Barbara Kilisesi, Saklı Kilise, Elmalı Kilise ve Karanlık Kilise gibi İkonoklastik sonrası Orta Bizans dönemi (10. - 12. yüzyıl) Bizans kiliselerinin kaya oyma mimarisine de ev sahipliği yapmaktadır. Kiliselerinin canlı ve büyüleyici Bizans freskleri, doğal manzarasının çarpıcı güzelliği ve buna uygun olarak gelişen mimarisi, Kapadokya'yı 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan, evrensel, kültürel ve doğal öneme sahip eşsiz bir alan haline getirmektedir.

UNESCO Kültür Yolu Tanıtım Projesi

 Bizler Karacabey Bilsem Sosyal Grubu öğrencileri olarak Türkiye'miz de yer alan UNESCO kültür mirası listesindeki tarihi eserleri tanıtım amacıyla bu sayfayı oluşturduk. Projelerimizi inceleyebilirsiniz.